ÜNİVERSİTELERİ BÖLÜMLER YÖNETİR
YÖNETİM GÖREVİNDEN AYIRMA CEZASI İPTALİ ÖNEMLİ SONUÇLAR DOĞURDU
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Başkanı Prof. Dr. Veysel BATMAZ hakkında dekan Suat GEZGİN tarafından verilen soruşturma açılması talebi; eski rektör Mesut PARLAK’ın onayı ve SBF dekanı Naz ÇAVUŞOĞLU’nun soruşturma sonucundaki ceza teklifi ile 25.12.2008 tarihinde 42 sayılı Disiplin Kurulu kararı ile verilen “Yönetim Görevinden Ayırma” cezası, T.C. İstanbul 5. İdare Mahkmesi’nin 2009/2060 sayılı kararı ile 21.12.2009 tarihinde İPTAL edildi. Taraflara bu karar 20.02.2010 tarihinde tebliğ edilerek yürürlüğe girdi.
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nün hukuki Başkanı bu tarihten yana Prof. Dr. Veysel BATMAZ’dır.
Kararın tarihsel bir de yönü vardır:
Ceza, Prof. BATMAZ’a, her Bölüm Başkanlığına yeniden Mahkeme kararları ile iade edilmesinin ardından (buradaki son karar üçüncü karardır), (ilki 2005’te olmak üzere üç kez) yazdığı Dekan tarafından bölüm elemanlarına yapılan görevlendirmeleri iptal ettiğini bildiren yazılar nedeniyle Bölüm içinde huzursuzluk yarattığı ve öğretim elemanlarını Dekan tarafından verilen görevlendirmeleri iptal ederek tedirgin ve huzursuz ettiği ve kendi başına Bölümü yönetmek istediği nedeniyle verilmişti. İdarenin iddiası, Bölüm’ü Rektör veya Dekan’ın yöneteceği, Bölüm Başkanı’nın da bu iki kişinin vereceği kararlara riayet etmekten başka seçeneğinin bulunmadığı yönündeydi.
Mahkeme ise, sözkonusu yazının “2547 sayılı Kanunun verdiği görev ve yetki kapsamında kaleme alındığına” hükmetti. (Ayrıntıları yukarıdaki karar metninden okuyabilirsiniz; lütfen resimlerin üzerini tıklayarak masaüstüne kopyalayıp okunabilir veya basılabilir şekle ve büyüklüğe getirin. Karar metninde ayrıca Prof. BATMAZ'ın görevlendirmelerin iptali yazısının tam metnine de Mahkeme yer vermiştir.)
Bu tarihi karar açıkça, Prof. Dr. Veysel BATMAZ’in, “2547 sayılı Yasa’ya göre üniversiteyi Bölüm ve Ana Bilim Dalı Başkanları yönetir” şeklindeki görüşlerinin idari uygulamaların temel kaynağı olan yargı tarafından da doğrulanması sonucunu doğurmaktadır ki, artık üniversiteler Bölümler tarafından yönetilecektir. Aksi uygulamalar, hukuka ve yasaya aykırıdır.
Bu yargı kararı Anayasal ve yasal sürenin geçmesine karşın (tebliğden sonra 30 gün) İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından uygulanmamıştır. Ancak, yeni Rektörün bu konuda hiç bir dahli bulunmaması ve bu cezanın Suat GEZGİN, Mesut PARLAK ve Naz ÇAVUŞOĞLU üçlüsü tarafından hazırlanan danışıklı komplo neticesinde alınmış olmasından dolayı, Prof. Dr. Veysel BATMAZ, yasal hakları mahfuz kalmak üzere, şimdilik yargıya suç duyurusunda bulunmayacaktır.
Bu kararın, Prof. Dr. Veysel BATMAZ’a idari bir makamı yeniden vermesinin ve verilen bir tecziyenin kaldırılmasının kişiselliğinin çok ötesinde, 2547 sayılı Yasanın tarihinde belki de ilk kez, Üniversitelerin Bölüm Başkanları ve Bölüm Başkanlarını yazılı görüşleri ile belirleyen Ana Bilim Dalı Başkanları tarafından yönetilmesini hukuki hükme bağlamış olması sonucu, HUKUK İÇİNDE ve HUKUKA UYGUN ÜNİVERSİTE yolunda atılmış önemli ve yeterli bir sonuçtur. Bütün rektörlüklerin bu Mahkeme kararına uyması gerekmektedir.
BU KARARIN TARİHİ SONUCU ÖZETLE ŞUDUR: 2547 sayılı Yasa'nın 21. maddesinde yer bulan "Bölüm, Bölüm Başkanlarınca yönetilir" amir hükmü sonucunda ve İstanbul 5. İdare Mahkemesi'nin bir işlem hakkında verdiği yukarıda zikredilen kararına göre, Üniversitede alınan tüm kararlar Bölümlerce onaylanması sonucunda uygulanabilir olur. Bölümlerde görevlendirmeler sadece ve sadece Bölüm Başkanlarınca yapılabilir. Kadro atamaları veya talepleri Bölüm Başkanınca onaylandığı sürece hükmi güce kavuşur. Eleman atamalarında Rektörlük tasdik makamıdır. Atama öneremez, önerilen atamayı hukuksal gerekçeli ret edebilir. Geçici görevlendirmeler dışında Bölümlere münhasıran görevlendirme yapamaz (13b-4 maddesi de iki kez Danıştay'ca iptal edilmiştir.) Dekanlık, denetmen ve koordinatördür, idare makamı değildir. Kurul kararlarını uygular (2547/16).
3 yorum:
Alıntıyı farketmenize sevindim. Umarım bütün Vistilef sayfaları eski hareketli günlerine geri döner.
Üniversiteleri bölümler yönetir de vistilefi kimler yönegtir. Niçin yorum yapma hakkımızı (!) elimizden aldınız. Tam da Okay dekan olmuşken!!! Ne güzel yorumlanırdı ortaya çıkan tablo halbuki...
"Açıkçası, günümüzde, Fidel Castro için Jose Marti; Hugo Chavez için Simon Bolivar neyse, Türkiye’deki sosyalist sol için de Mustafa Kemal odur. Ne daha fazlası, ne daha azı." Vistilef'in bu saptamasını takdir ediyoruz ancak devamındaki "Laikçi Atatürkçülük" değerlendirmesini ise patavatsız buluyoruz. Laikçilik de ne demek? laikçi Atatürkçü olunmaz, Laik Atatürkçü olunur. Bu kategori [Laikçi Atatürkçü] yobazların [gerek akademik, gerekse de yönetsel yobazların] uydurduğu bir kategoridir. Onlara alet olanlara ise ne demeli bilmem! Hele hele YÖK konusunda mevcut Cumhurbaşkanı haklı diyenlere, hatta onun atadığı mevcut rektöre eski dekanı şikayet edenlere ne demeli kim bilir?
Ne yapalım yani? Vistilef'e yorum yazmayı sansürleyince biz de buralara yazıyoruz.
Yeni dekanınız hayırlı olsun, solcular listesine sonradan eklenmiş vistilef kardeş ...
Yorum Gönder