04 Kasım, 2005

HUKUK ve BİLİM YUVASI OLUYORUZ

BAYRAM HEDİYESİ:
HUKUK GERİ GELİYOR...

Ceberrutların hukuksuzluğu, bir bir adaletin duvarına çarpıyor. Aşağıdaki haberi okumadan önce, konunun bizim Okul ile ilişkisini vurgulayalım:

Biliyorsunuz Dekan, bizzat kendisinin hiç kimseye sormadan Araştırma Görevlisi olarak işe aldığı ve sonradan hiç sormadan Veysel Batmaz’a asistan atadığı Serdar Taşçı’ya son bir yıldır devamlı soruşturmalar açıyor ve Disiplin Kurulu’nda Veysel Batmaz’ın karşı oyuna rağmen cezalandırıyor ve bu cezaların hepsi Rektörlükten geri dönüyor. Bunların sayısı şimdilik 3-4’e ulaşmış durumda.

Serdar Taşçı da soruşturma konularını Vistilef’e taşıyarak herkesi konudan haberdar ediyor: Bu soruşturmaların hukuksuz olması konusunda Serdar Taşçı’nın üç argümanı var: (1) Soruşturmalar husumet sonucu açılıyor; ortada “suç” yok; (2) Soruşturmayı açan ile ceza verenler ve soruşturmacılar aynı kişiler; bu hukuksuz; (3) Soruşturmaların savunma hakkını ihlal eden “usûl” hususları var.

Bu üç argümanı da Ankara 5. İdare Mahkemesi artık HUKUK normu haline getirmiştir. (1) Hiç kimseye husumet ile soruşturma açılamayacaktır; (2) savunma hakkı usûlen de olsa bozulamayacaktır ve en önemlisi de (3) soruşturmayı açan (Dekan) soruşturmacılar (Disiplin Kurulu üyeleri; Murat Özgen, Aydemir Okay, vd.) ve Disiplin Kurulu (Dekan ve soruşturmacılar) aynı kişilerden oluşamayacaktır. Buradan uyarıyoruz. Artık herkes HUKUK içine girsin; girmezlerse SOKMASINI biliriz. Bizim de “kanunlarımız” var.

İşte haber:

(aa) Bir memur hakkında verilen kınama cezasını iptal eden Ankara 5. İdare Mahkemesi, disiplin amirleri tarafından verilen uyarı ve kınama gibi cezalara yargı yolunun kapalı olmasının insan hakları ve Anayasa’ya aykırı olduğu hükmüne vardı. Bir matematik öğretmeninin yaptığı başvuruyu karara bağlayan Ankara 5. İdare Mahkemesi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre kınama cezasına yönelik itirazlara yargı yolunun kapalı olmasını ve itirazların sadece disiplin amirleri ve disiplin kurullarına yapılabilmesini adil yargılama hakkına aykırı buldu. Mahkemenin kararında, soruşturmayı açan ve cezayı veren makamın aynı olmasının, savunma hakkını engellediği belirtildi. Kararda, hak arama özgürlüğünün “uluslarası sözlemeleri iç hukuk kuralları önünde tutan” Anayasanın 90. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği de vurgulandı. Mahkeme, kınama cezasının bu gerekçelerle hukuka uygun olmadığı kanaatine vararak cezanın iptaline karar verdi. Binlerce devlet memuru için de örnek teşkil edebilecek karar uyarınca, disiplin cezası alan memurlar işlemin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için idari yargı yoluna başvurabilecek. 3Kasım 2005

Hiç yorum yok: